Yargı Bağımsızlığı için Adalet Yüksek Kurulu Önerisi Tartışması

Yargı bağımsızlığı ve hesap verebilirlik önündeki engellerin aşılması için, Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün “Adalet Yüksek Kurumu” önerisini, TESEV Demokratikleşme Tartışmaları kapsamında, Friedrich Ebert Stiftung Derneği katkılarıyla, 15 Kasım 2017’de, ilk kez hukukçu ve sivil toplum temsilcilerine sundu. Önerinin değerlendirildiği tartışmada Türkiye’de yargının yönetişim sorunlarına da çözümler önerildi. Bu politika notu Av. Mehmet Gün’ün sunumu ve yuvarlak masa toplantısı tartışma notlarıyla, TESEV tarafından hazırlandı.

2019-07-30T17:25:50+03:00, |

Belediyelerde Kadın, Kadınlar için Belediye

Kadınların yerel yönetimlerdeki temsilinin artması için mevzuat değişikliğinden öte bir toplumsal cinsiyet farkındalığı gerekirken, temsilin artması ile kadına yönelik hizmetlerin nasıl değiştiği de irdelenmelidir. Bu raporda, Türkiye’deki tüm büyükşehir belediyelerinde kadın temsili ve kadına yönelik hizmetler arasındaki ilişki irdelenmiş, hem temsil hem de hizmetlerin niteliği toplumsal cinsiyet farkındalığı çerçevesinde ele alınmıştır. Aydın, Gaziantep, İstanbul, Konya ve Ordu’da gerçekleştirilen saha çalışması ve 11 ilin detaylı masa başı incelenmesi sonucunda, proje bulguları bugünden yarına değişmesi güç toplumsal cinsiyet farkındalığına ilişkin sorunları ortaya koyarken, bugünden atılması gereken tohumları somut politika önerileri olarak sunmaktadır.

2020-11-03T14:46:17+03:00, |

Türkiye’de Kalkınmaya Duyarlı Göç Politikalarının Uygulanmasına Destek

Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi’nin (ICMPD) yönettiği; Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, dönemin Kalkınma ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları’nın faydalanıcısı olduğu Türkiye’de Kalkınmaya Duyarlı Göç Politikalarının Uygulanmasına Destek projesi, Türkiye’de kalkınmaya duyarlı ve uzun vadeli göç politikalarının oluşturulmasını hedeflemektedir.

2019-07-19T18:09:39+03:00, |

Sürdürülebilir Kentler Yerel Müşterekler Siyaseti için e-Katılım

Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı 2015 yılında Birleşmiş Milletler Küresel Hedefleri bağlamında 17 farklı başlık çerçevesinde somut bir programa dönüştürüldü. Bu çerçevede hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) endeksine göre Türkiye 149 ülke arasında 48. sırada yer almakta. Sürdürülebilir kalkınma hedefine hizmette katılımcı kent yönetimleri büyük önem taşıyor. Yeni imkanlar ortaya çıktı. Yurttaş katılımı bilgilendirme, danışma, dahil etme, birlikte hareket etme ve muktedir kılma gibi farklı yöntem ve kapsamlarla gerçekleşebilir ve tüm bu kategorilerde İnternet teknolojileri önemli olanaklar yaratsa da bu mekanizmaların önündeki yapısal ve kültürel sorunların sürmekte olduğu görülüyor. Raporda, müşterekler olgusundan ilham alan müşterekler siyasetinin katılımcı pratikleri daha işlevsel kılınmasına katkı sağlayabileceği iddiasını ortaya atıyoruz.

2020-11-03T14:19:12+03:00, |

Kadınların Adalete Erişiminde Arabuluculuk Hizmeti Üzerine Bir Değerlendirme

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı – TESEV’in MATRA Programı desteğiyle hazırladığı bu rapor, yakın gelecekte yaygınlaşması beklenen arabuluculuk hizmetini kadınların adalete erişimi açısından değerlendirmektedir. Raporda farklı açılardan henüz kısıtlı olan tartışmalara yer verilmiştir. Arabuluculuğun kadınların adalete erişimindeki cinsiyete dayalı ayrımcılık, eğitimsizlik, yoksulluk, bilgiye erişim ve mahkemelere ulaşım gibi engellere bir çözüm olabilmesi için politika önerileri sunulmaktadır.

2019-07-25T19:56:55+03:00, |

Yolsuzluk Raporları 2016 Türkiye’de Yolsuzluk Algısı

Toplumun yolsuzluk konusunu algılayış biçiminin belirlenmesi yolsuzluğun gözlemlenebilmesi için oldukça önemli bir gösterge ve araç niteliği taşımaktadır. Bu raporda yer alan ve TESEV için 2014 yılında (Şubat-Mart) ve daha sonra 2016’da (Şubat) Infakto tarafından yapılan yolsuzluk algısı anketinin sonuçları, toplumun mevcut düşünce yapısına ışık tutmaktadır.

2019-07-25T16:32:21+03:00, |

Dokunulmazlıktan Cezasızlığa: Türkiye’deki Kamu Görevlilerinin Dokunulmazlıklarının Yolsuzlukla Mücadele Politikalarına Engel Olması Tartışması

Kamu Görevlileri Etik Kurulu ortaklığı ve Avrupa Birliği desteğiyle yürütülen Dokunulmazlıktan Cezasızlığa: Türkiye’deki Kamu Görevlilerinin Dokunulmazlıklarının Yolsuzlukla Mücadele Politikalarına Engel Olması Tartışması projesi yolsuzlukla mücadele için çalışan sivil toplum kuruluşlarının kapasitelerini artırarak reform sürecini daha katılımcı yapmak ve sivil toplumun özellikle kamu görevlilerinin dokunulmazlığı konusundaki yolsuzlukla mücadele politikasına katkısını artırmayı hedeflemektedir.

2019-08-06T13:40:25+03:00, |

İstanbul 95: İstanbul İlçe Belediyeleri’nde Çocuğa ve Aileye Yönelik Hizmetlerin İncelenmesi ve Haritalanması

İstanbul İlçe Belediyeleri’nde Çocuğa ve Aileye Yönelik Hizmetlerin İncelenmesi ve Haritalanması projesi, Bernard van Leer Vakfı’nın uyguladığı İstanbul 95 programının veriye dayalı yerel politika yapma boyutunu oluşturmaktadır. Proje, karar alıcıların veri temelli politika yapmalarını kolaylaştırmayı hedeflemektedir.

2019-09-18T14:35:35+03:00, |

Türkiye’de Suçluluğa ve İnfaz Politikalarına İlişkin Veri İhtiyacı

Türkiye’de ceza adaleti sistemi içerisinde verilen her bir kararın vatandaşlar açısından doğurabileceği sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda, bunların bilimsel verilere dayalı olması adil bir yargıya erişim açısından son derece önemlidir. Ancak, Türkiye’de ceza adaleti ile ilgili bilimsel çalışmaların önünde ciddi engeller bulunmaktadır.

2019-07-25T19:56:55+03:00, |

Yolsuzluk ve Yolsuzlukla Mücadele Türkiye Değerlendirme Raporu

Bu rapor, TESEV İyi Yönetişim Programı’nın Kalkınma ve Entegrasyon için Güneydoğu Avrupa Liderliği (SELDI) ağı kapsamında gerçekleştirdiği çalışmaların bir ürünüdür. SELDI işbirliğinin ilk aşaması olan 2012 – 2014 dönemi eylem gündeminin bir sonucu olan bu rapor, Türkiye’de yolsuzluğun boyutlarına dair bilimsel veriler sunmanın yanı sıra, hâlihazırdaki kanuni uygulamalara, yolsuzlukla mücadelede bağımsız yargının önemine, yolsuzluğun ekonomiye olan etkilerine, sivil toplumun rolüne ve uluslararası işbirliğinin getirilerine değinmektedir. Yolsuzluğu mümkün kılan şartlara odaklanarak, yolsuzlukla mücadele konusunda olası uygulama önerileri sunmaktadır.

2019-07-25T16:41:48+03:00, |

Polis ve Toplum: Türkiye’de Polise Güven Araştırması

Nur Kırmızıdağ tarafından kaleme alınan “Polis ve Toplum: Türkiye’de Polise Güven Araştırması” raporunda, Türkiye’deki farklı kesimler ile yapılan anket çalışmasında elde edilen veriler ışığında, polisin etkinliği, meşruiyeti ve toplumun polise duyduğu güven ile ilgili sonuçlar yer almaktadır.

2019-07-25T16:46:39+03:00, |

Türkiye’de Çocuklar

Aydın Doğan Vakfı desteğiyle hazırlanan “Türkiye’de Çocuklar” web sitesi projesi Türkiye’deki çocuklarla ilgili demografik, sosyal ve ekonomik verileri kolay okunabilen harita, grafik ve görsellerle ortaya koyarak veriye dayalı politika hazırlığını kolaylaştırmayı hedeflemektedir.

2019-09-18T14:54:44+03:00, |

Yolsuzlukla Mücadele Değerlendirmesi: Türkiye Yönetici Özeti

SELDI ile yapılmış olan işbirliği sonucunda hazırlanan bu rapor, hem metodolojik olarak hem de süreci ele alışı açısından yenilikçi bir özellik taşımaktadır. Bu rapor, SELDI tarafından 2000li yılların başlarında geliştirilmiş, Güneydoğu Avrupa’nın sosyal ile kurumsal özelliklerini göz önüne alarak tasarlanmış ve hem yolsuzluk hem de yolsuzluk ile mücadeleyi değerlendirme özelliği olan bir sistemin uygulanması sonucunda hazırlanmıştır. Bu yönetici özeti Türkiye’nin verileri sunar ve bu veriler ışığında yolsuzlukla mücadele alanında ilerleyebilmek için birtakım önerilerde bulunur.

2019-07-25T16:53:13+03:00, |

Türkiye’de Bölgesel Yönetim: Bir Model Önerisi

TESEV İyi Yönetişim Programı, 2011-2012 içerisinde hazırladığı “Yeni Anayasada Yerel ve Bölgesel Yönetim” isimli raporunun bir devamı niteliğinde olan bu raporda, Türkiye’de bölge ve yerel yönetimlerinin temel alabileceği kriterler; yönetim birimleri, görev, yetki ve kaynaklar; merkez-bölge-yerel arasındaki iş bölümü ve ilişkiler gibi boyutları mercek altına almıştır. Raporda Türkiye’de bölge yerel yönetimi için bir model önerisi sunulmuştur.

2019-07-25T17:13:38+03:00, |

TESEV’in Önerdikleri: Yolsuzlukla Mücadele Mevzuatı ve Uluslararası Müktesebat

Başbakanlık Başmüfettişi Bülent Tarhan tarafından hazırlanarak TEPAV tarafından yayımlanan bu kapsamlı çalışma, yolsuzlukla mücadelenin hukuksal çerçevesini oluşturan temel mevzuatın yanı sıra uluslararası anlaşmaları, “Bir Olgu Olarak Yolsuzluk” başlıklı TBMM Yolsuzluk Araştırma Komisyonu Raporunun Yolsuzlukla Mücadele Önlemleri ve Yöntemleri ile Sonuç bölümünü, uluslararası raporları, T.C. hükümetlerinin yayımladığı eylem planlarını ve Bülent Tarhan’ın “Yolsuzlukla Mücadelenin Kurumsal Alt Yapısı ve Hukuki Çerçeve” başlıklı kapsamlı bir makalesini içermektedir. Saydamlıkla ve iyi yönetişimle bağlantılı mevzuatın yolsuzlukla mücadeleyle de bağlantılı olduğu düşüncesiyle bu kitap kapsamında, örneğin bilgi edinme ve mali yönetim mevzuatı ya da Sermaye Piyasası Kanunun “içeriden öğrenenlerin ticareti”yle ilgili hükümleri gibi geniş bir mevzuat yelpazesine yer verilmiştir. Yolsuzlukla mücadele alanında Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmeler kapsama alınmış; diğer uluslararası belgelerden (örneğin kara parayla mücadele alanındaki en önemli örgüt olan FATF’ın tavsiyeleri gibi) önemli görülenlere de kitapta yer verilmiştir. TESEV kuruluşundan beri yolsuzlukla mücadele alanında çalışmalar yapmaktadır. Bu bağlamda; “Yolsuzlukla Mücadele Mevzuatı ve Uluslararası Müktesebat” isimli kitabı da konuyla ilgilenenlerin yararlanmasına sunuyoruz. Belgenin 1040 sayfa olmasından dolayı ”İçindekiler” bölümünden herhangi bir başlığa ya da ara başlığa tıkladığınızda anında başlıkla ilgili konuya ulaşabileceğiniz şekilde tasarlanmıştır.

2019-07-25T19:56:56+03:00, |

Van Depreminin Hukuktaki Artçıları: Anayasa Mahkemesi’nin Bayram Oteli Kararı

Kerem Altıparmak’ın kaleme aldığı bu analiz, Anayasa Mahkemesi’nin 17.09.2013 tarihli Bayram Otel kararını inceliyor. 9 Kasım 2011’de gerçekleşen ikinci Van depreminde Bayram Otel yıkılmış ve 24 kişi yaşamını yitirmiştir. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekim 2011’de gerçekleşen ilk depremin ardından gerekli önlemlerin alınmamış olması gerekçesiyle soruşturma başlatmıştır. Soruşturmanın bilirkişi raporu binada hasar tespiti yapmayan ilgili birimleri kusurlu bulmuş, ancak Van Ağır Ceza Mahkemesi, Van Valisi ile Afet ve Acil İşler Daire Başkanlığı (AFAD) görevlileri hakkında görevsizlik kararı vermiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu kamu görevlileri hakkında kendisine gelen soruşturma dosyasındaki iddiaları dikkate almamıştır. Bunun üzerine, Bayram Otel’de hayatını kaybeden Selman Kerimoğlu’nun eşi ve çocukları Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur. Bu yazı, kararın analiziyle birlikte, AİHS ve AİHM içtihatlarının ulusal hukuktaki tüm yargı ve yürütme organları üzerindeki bağlayıcılığını ele almaktadır. Bayram Oteli kararı, AİHS’in ve AİHM kararlarının Türk hukukundaki yasa üstü/ anayasa düzeyi konumunu teyit etmiştir. Cezasızlık konusundaki Strazburg ilkelerini de Anayasal kural haline getirmiştir. Bu açıdan, kamu görevlilerinin ihmalleri sonucunda yaşanan yaşam hakkı ihlallerinin cezasız kalması sorununa ilişkin bir değişim ihtimaline işaret etmektedir.

2024-02-01T15:39:51+03:00, |

Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2013

Bu rapor TESEV Dış Politika Programı ve KA Araştırma ortaklığıyla bu sene beşincisi gerçekleştirilen “Ortadoğu’da Türkiye Algısı” başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. 15 Ağustos – 13 Eylül 2013 tarihleri arasında 16 ülkede toplam 2800 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, tarihi gelişmelerin yaşanmakta olduğu Ortadoğu bölgesinde halkların beklenti ve değerlendirmelerine ışık tutmakta, Türkiye ve bölgedeki genel eğilimlere dair çarpıcı bulgular sunmaktadır.

2019-07-25T17:17:08+03:00, |

Yargı Paketleri: Hak ve Özgürlükler Açısından Bir Değerlendirme Geniş Kapsamlı Rapor

2011 yılından bu yana yargıda reform çalışmalarına kamuoyuna “yargı paketleri” olan tanıtılan bir dizi torba yasa damgasını vurdu. Bugüne kadar çıkarılan dört Yargı Paketi, aynı anda birçok kanunda değişiklik getirirken, özellikle uzun yıllardır Türkiye’de vatandaşları hukuk sistemi içinde mağdur etmiş yasal düzenlemelerde hak ve özgürlükler lehine iyileştirmeler getirdi. Öte yandan paketler, mağdur kesimlerin beklentilerini tam olarak karşılamadığı için de ciddi eleştirilere maruz kaldı. Her yeni paketten önce toplumda beklentiler yükselirken, paketler yasalaştıktan sonra ne derece tatmin edici bulunduğu üzerine uzun tartışmalar yaşandı. Ancak bu tartışmalar, yargı sistemine bütüncül bir bakış taşımaktan uzak kaldığı gibi, daha çok hukukçular arasında gerçekleşirken, adalet sisteminin bizzat kullanıcısı olan bireyler bu tartışmaların dışında kaldı. Bu tespitten hareketle yargı paketlerini düşünce ve ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği ve ceza infaz sistemi açısından inceleyen bu raporu yayınlama kararı aldık. Kısa bir versiyonu Eylül 2013’te yayınlanan bu raporun yargı paketlerini biraz daha anlaşılır kılmasını ve kamuoyunun bilgilenme ve tartışma ihtiyacına bir nebze de olsa cevap verebilmesini umuyoruz.

2019-07-25T19:56:56+03:00, |

Yargı Paketleri: Hak ve Özgürlükler Açısından Bir Değerlendirme

2011 yılından bu yana yargıda reform çalışmalarına kamuoyuna “yargı paketleri” olan tanıtılan bir dizi torba yasa damgasını vurdu. Bugüne kadar çıkarılan dört Yargı Paketi, aynı anda birçok kanunda değişiklik getirirken, özellikle uzun yıllardır Türkiye’de vatandaşları hukuk sistemi içinde mağdur etmiş yasal düzenlemelerde hak ve özgürlükler lehine iyileştirmeler getirdi. Öte yandan paketler, mağdur kesimlerin beklentilerini tam olarak karşılamadığı için de ciddi eleştirilere maruz kaldı. Her yeni paketten önce toplumda beklentiler yükselirken, paketler yasalaştıktan sonra ne derece tatmin edici bulunduğu üzerine uzun tartışmalar yaşandı. Ancak bu tartışmalar, yargı sistemine bütüncül bir bakış taşımaktan uzak kaldığı gibi, daha çok hukukçular arasında gerçekleşirken, adalet sisteminin bizzat kullanıcısı olan bireyler bu tartışmaların dışında kaldı. Bu raporun amacı yargı paketlerini düşünce ve ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği ve ceza infaz sistemi açısından inceleyerek yargı paketlerini biraz daha anlaşılır kılmak ve kamuoyunun bilgilendirilme ve tartışma ihtiyacına bir nebze de olsa cevap verebilmektir.

2019-07-25T19:56:57+03:00, |

Referandumdan Sonra HSYK: HSYK’nın Yeni Yapısı ve İşleyişine Dair Yuvarlak Masa Toplantısı

12 Eylül 2010’da halk oylamasına sunulan anayasa değişikliği paketinin en çok tartışılan maddelerini Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ve yüksek yargının yapısının değiştirilmesine ilişkin olanlar oluşturuyordu. Bir kesim yargının, siyasal iktidarın gölgesi olacağı, bağımsızlığını ve tarafsızlığını tamamen yitireceği kanısını dile getirirken, diğer bir kesim ise yargının oligarşik yapısının ve üzerindeki vesayetçi baskının kırılacağını savunuyordu.

2019-07-25T19:58:39+03:00, |

Zayıf Kalan Meclis İradesi: Yeni Sayıştay Yasası ve Askeri Harcamaların Denetimi

“Zayıf Kalan Meclis İradesi: Yeni Sayıştay Yasası ve Askeri Harcamaların Denetimi”, askeri bürokrasinin sivil demokratik denetiminin sağlanmasında, dolayısıyla vesayet rejiminin sonlandırılmasında önemli rol oynayan askerî harcamaların denetimi konusuna yoğunlaşırken, yeni Sayıştay Yasası’ndaki zafiyetleri, bu zafiyetlerin demokrasiye olumsuz yansımaları açısından da irdelemektedir. Bu bağlamda, hem askerî harcamaların denetiminin demokratikleşme sürecinde taşıdığı önem konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmayı, hem de vatandaşı temsilen Meclis’te bulunan milletvekillerinin bu alandaki irade eksikliklerine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.

2019-07-25T19:58:39+03:00, |

Need a new search? Yeni bir arama?

Aradığınızı bulamadıysanız, tekrar deneyin!

Go to Top